SÜRYANİLER SAHİPSİZ DEĞİLDİR, BASINA VE KAMUOYUNA

Son dönemlerde Mardin ve civarı, Turabdin’de Süryanilere karşı yaşanan hak ihlalleri, saldırılar ve engellemelerin artarak devam etmekte olduğunu üzüntü ile takip etmekteyiz. Aşağıda imzası bulunan Arami-Asuri-Keldani-Süryani diaspora kurumları olarak, bu gelişmeler karşısında Türkiye kamuoyunu ve halkımızı bilgilendirmenin önemli olduğunu, bu süreçte dost, müttefik, insan hakları ve demokrasiyi savunan bütün kesimlerin halkımızın yanında olacağını umuyoruz.

1990’lı yıllardaki çatışma ortamında yaşanan zorunlu göç, köy boşaltmaları, saldırılar ve faili meçhul cinayetler Süryanilerin bölgeden yok oluşunu hızlandırırken, 2000’li yıllarda, 12-06-2001 yılında dönemin Başbakanı Bülent Ecevit’in “Süryanilere dönün” çağrısı, ulusal ve uluslararası ölçekte yaşanan siyasi ve güvenlik gelişmeler tekrardan Süryanileri Turabdin bölgesine yakınlaştırdı ve kısa bir süre zarfında, devlet yetkililerinin açıklamaları dahil, diasporaki halkımız köylerini, evlerini restore etmeye başladı. Temelli ve kısmi dönüşler neredeyse Süryaniler arasında ilk gündem maddesini oluşturmaktaydı. Buna karşın, eşzamanlı olarak geri dönen ve yerli Süryaniler sorunlarla daha fazla karşılaştı ve bu sorunlar çoğu zaman çözümsüz kaldı. Neredeyse bütün köylerde ve manastırlarda yaşanan arazi sorunları, Diril çiftinin kaybettirilmesi, Süryani vatandaş Yavsef Kurt’un ölümü, Rahip Aho, Sefer Bilecen’in mahkumiyet kararı ve son olarak infaz edilen Gevriye Sarı sadece bazı olaylardır.

Binlerce yıllık tarihsel, kültürel ve sosyal miras, zenginlikleriyle sosyal dokunun önemli öğelerinden Süryaniler, tarih boyunca farklı kültürler ve medeniyetler arasında köprü işlevini yerine getirmiş, bilginin farklı coğrafyalara ulaşmasında ayrıca rol oynarken, sahip oldukları özgün yapıları ile bölgenin gelişmesinde, barışın ve güvenliğin tesisinde rol alabilirken, bugün itibariyle tam tersi bir tablo ile karşı karşıyayız. Farklı aktörlerin ve bölgenin girift yapsandan dolayı Süryaniler ayrımcılığa, hak ihlallerine ve saldırılara maruz kalmaktadır. Buna karşın, Süryanilere karşı işlenen saldırı ve tacizler çoğu zaman cevapsız kalmakta ve yetkililerin ilgisizliği ile karşılaşmaktadır.

Turabdin ve bölgenin yerli halkı olan Süryanilerin kendi topraklarında barış ve güvenlik içinde bir geleceğe sahip olmaları için öncelikle hem devlet ve hükümet yetkilileri hem de bölgesel güçlerin gerekli adımları atmasını beklemekte ve Süryanilerin özgün tarihsel, kültürel ve dinsel varlıklarının kabul edilmesi gerektiği düşüncesini tekrarlamak istiyoruz. Aşağıda imzası bulunan kurumlar olarak Süryanilerin tekrar ana yurtlarında barış içinde yaşamaları için üstümüze düşen görevli her daim yapmaya hazır olduğunuzu kamuoyu ile paylaşmak isteriz.

  • Dachverband der Entwicklungsvereinen Tur-Abdin (DETA)
  • European Syriac Union (ESU)
  • Föderation Suryoye Deutschland e.V. (HSA)
  • Kano-Suryoyo e.V.
  • Turabdin Föreningarnas Förbund i Sverige (TFFS)
  • Zentralverband der assyrischen Vereinigungen in Deutschland und europäischen Sektionen e.V. (ZAVD e.V)